İhtiyarlık hepimizin ilerleyen yaşında yaşayacağı bir evredir.
Her şeyden önce de bu dönemi sağlıklı ve mutlu geçirmek için de kırklı yaşlardan hazırlanmaya başlamak gerektiğine inandığım için de sizinle bu sayfaları paylaşmaktayım.
Ancak bu sadece benim fikrim değildir.
Ancak gördüğümüz gibi birçok kişi bu konuyu dile getirmektedir.
Ayrıca, Dünya şiir günü 21 Mart tarihinde kutlanıp geçmiş olsa da, ben o günün anısına sizinle bir şiiri paylaşmak istedim.
Fakat Şiir ve Tevfik Fikret yazımızı da okumanızı öneririm.
İhtiyarlık Başa Geldiği Zaman
Ayı dolmadan evlatlar arasında göç olur
Otursan kalksan sebepsiz yere suç olur
Gençlikte yaptıkların biter, bir hiç olur
İhtiyarlık başa geldiği zaman
Çoluk çocuğun eğlencesi olursun
Bastonunu saklarlar zor bulursun
Kalabalıklar da bile yalnız kalırsın
İhtiyarlık başa geldiği zaman
Misafir gelecek olsa senden utanılırsa
Bazen, sofra ortada iken aç kalınır
Kötü bir söz duyunca insan alınır
İhtiyarlık başa geldiği zaman
İki lafa fazla karışsan dokunursa
Haleti ruhuyen yüzünden okunursa
İnsanoğlunun bakımı da zor olur
İhtiyarlık başa geldiği zaman
Otursan kalkamaz, kalksan oturamazsın
Hareketlerin kısıtlanır, pek zevk alamazsın
Görmek istediklerini de yanında bulamazsın
Sonuçta ihtiyarlık başa geldiği zaman
İkide bir, ‘hey gidi gençliğim hey ‘dersin
Çocuklar gelecek mi diye kapıyı gözlersin
Torunlardan, bir alo demesini beklersin
İhtiyarlık başa geldiği zaman
Tecrübe yumağısın, lakin dinlenmez sözün
Azalınca feri, doğru dürüst görmez gözün
Elden ayaktan düşünce bulunmaz çözüm
İhtiyarlık başa geldiği zaman
Eşin Ahret’e giderse kalırsın tek
Dersin, nefesi yeterdi yaşasaydı tek
Geceler sabah olmaz, bari tespih çek
İhtiyarlık başa geldiği zaman
Bükülür bel, ağarır saç sakal
Uzaktan görenler şefkatle bakar
Emsallerin ölürse, korku başlar
İhtiyarlık başa geldiği zaman
Ajans dinlemek istersin, birden dizi açılır
Gayri ihtiyari ‘Kağ’ yapsan yanından kaçılır
Şikâyetler tespih taneleri gibi ortaya saçılır
İhtiyarlık başa geldiği zaman
Yaşlı olmanın Bedeli Bu mu?
Hastalıklar bir bir sıraya girer
Derman beklersin ama bi haber
Doktor evladım, ne olur moral ver
İhtiyarlık başa geldiği zaman
Merdivenleri çıkmaya nefesin yetmez
Yaşayacaklarını anlatsam bitmez
Gelen hastalık bir daha gitmez
İhtiyarlık başa geldiği zaman
Bazen rekâtları, bazen süreleri karıştırırsın
Derin düşünceye dalar, beynini konuşturursun
Arada bir çocuklar küser, yine sen barıştırırsın
İhtiyarlık başa geldiği zaman
Doğduğu toprakları bir başka özler insan
Rüyasında görse, gerçek gibi sevinir inan
Apartman hayatına da çok zor olur alışman
İhtiyarlık başa geldiği zaman
Kızım Büşra, oğlum Talha
Babanız size yük olduğun farkında
Ama yapacak bir şey yok bu zamanda
İhtiyarlık başa geldiği zaman
Üç gün yatak, dördüncü gün toprak
Toplum bozuldu birbirine bakarak
Kurtulduk derler, huzurevine atarak
İhtiyarlık başa geldiği zaman
Allah devlete, millete zeval vermesin
Sosyal güvencesi olmayan neylesin?
Belki de mezara sokaktan gidersin
İhtiyarlık başa geldiği zaman
Maaşları var, zevki sefada harcarlar
Cebindeki üç kuruş paraya tamahkarlar
Birde işin içinde memnuniyetsizlik var
İhtiyarlık başa geldiği zaman
Anaya babaya bakmayı emreder dinimiz
Cennette beraber olabilmektir ümidimiz
Ahir ömürde sürçü lisan edersek affediniz
İhtiyarlık başa geldiği zaman
Vallahi, yalanım yoktur gerçekleri yazarım
Darılmayın sözüme dostlar, yoksa kızarım
Takatim olsa, mezarımı şimdiden kazarım
İhtiyarlık başa geldiği zaman
Genç kardeşim, sözüme alınma sakın
Yaşlı annenize, babanıza çok iyi bakın
Unutma, Azrail’in arkadaş olması yakın
İhtiyarlık başa geldiği zaman
Yaşlılık hiç dönüşü olmayan bir yol
Mahir, halimize tercüman oldun sağ ol
Senin de evlatların bakar inşallah bol bol
İhtiyarlık başa geldiği zaman
Evladım Mahir, üzülme sakın
Elinden geldiği kadar bize baktın
Topluma ders vermek senin amacın
İhtiyarlık başa geldiği zaman
Kaynak: Mahir Odabaşı-14.1.2017 https://www.antoloji.com
