Her şeyden önce yaşam Anahtarı. Sadeleşme.

Ancak 40’lı yaşlara kadar yaşadıklarımız bir tür deneme-yanılma yöntemiyle araştırma dönemi gibidir.

Ayrıca önümüze gelen bir çok şeyi fazla düşünmeden, bir heyecanla hayatımıza dahil ederiz.

Bu bazen bir insan, bazen bir durum veya statü,hatta bazen de bir eşya ve bir kıyafet bile olabilir.

Ancak zamanımızı, enerjimizi ve maddi kaynaklarımızı hiç bitmeyecek gibi har vurup harman savururuz.

Sonuç olarak araştırma döneminin ardından büyük bir fırsat çıkar karşımıza.

Kendimiz için neyin iyi ve faydalı olduğunu görürüz artık.

İşte tam da bu aşamada ihtiyacımız olan şey “sadeleşme” bilincidir.

Sadeleşme
Sadeleşme

Her şeyden önce bize nelerin iyi geldiğini görüp, gereksizleri temizleyerek hayatınızın verimliliğini arttırmaktır, sadeleşme.

Ancak bunu hayatın getirebileceği olası zorunluluklarla değil de kendi isteğinizle ve zamanında uyguladığınızda 40-50 yaş sonrası yaşam kalitenizin yükseleceğinden emin olabilirsiniz.

Bu fırsatı kaçırmamak lazım.Onca yılın araştırmasını göz ardı edip sırf alışkanlıklar yüzünden her şeye olduğu gibi devam etmek, deyim yerindeyse abur cubur yaşamak, bilinçli bireylerin arzu ve tercih edeceği bir hayat tarzı olmamalıdır. İdeal Emeklilik.

Mesela benim örneğim de çok benzer gelişti.

40’ lı yaşlarımın ikinci yarısından itibaren, bir yandan bu hayatta beni gerçekten iyi hissettiren şeyleri aklımda ve kalbimde farklı yere koymaya,

bir yandan da sanki olmazsa olmazmış gibi görünen birçok şeyi sorgulamaya ve elemeye başladım. https://www.dunya.com/kose-yazisi/

Sonuç müthiş

Ancak yıllardır edindiğim, peşinde koştuğum, uyguladığım bir sürü şeyin hiç de gerekli olmadığını ve bana bir şey katmadığını anladım.

Şimdi 50’ lerimdeyim ve yepyeni bir hayat anlayışı edinmeye başladım.

Ömrümün ikinci yarısında ailem ve sevdiklerimle, hatta bazen de kendi başıma yapmak istediğim daha birçok şey var.

Gereksiz ağırlık yapan kum torbalarını azalttım ve azaltmaya devam ediyorum.

Velhasıl, olabildiğince hızlı şekilde sadeleşip, Arjantinli ünlü yazar ve şair Jorge Luis Borges’e ait olarak bilinen “Anlar” adlı şiiri henüz vakit varken kendime rehber edinmeye çalışıyorum şimdilerde…https://www.google.com

Anlar

Eğer, yeniden başlayabilseydim yaşamaya, 

İkincisinde, daha çok hata yapardım. 

Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım. 

Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar, 

Çok az şeyi 

Ciddiyetle yapardım. 

Temizlik sorun bile olmazdı asla. 

Daha çok riske girerdim. 

Seyahat ederdim daha fazla. 

Daha çok güneş doğuşu izler, 

Daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim. 

Görmediğim birçok yere giderdim. 

Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye. 

Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine. 

Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım ben. 

Yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu. 

Farkında mısınız bilmem. Yaşam budur zaten. 

Anlar, sadece anlar. Siz de anı yaşayın. 

Hiçbir yere yanında termometre, su, şemsiye ve paraşüt almadan, 

Gitmeyen insanlardandım ben. 

Yeniden başlayabilseydim eğer, hiçbir şey taşımazdım. 

Eğer yeniden başlayabilseydim, 

İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım. 

Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla. 

Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır, 

Çocuklarla oynardım, bir şansım olsaydı eğer. 

Ama işte 85’indeyim ve biliyorum… 

ÖLÜYORUM… 

Join the Conversation

  1. Oktay Demirci says:

    İlhami Günsel arkadaşımızı selamlıyor,sağlıklılı ve başarılı nice yıllar diliyorum.

  2. İlhami Günsel says:

    Teşekkürler Oktay Bey… 🙂 Bilmukabele… Selam ve sevgiler…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Close
KIRKINDAN SONRA © Copyright 2020. All rights reserved.
Close
× Bize yazabilirsiniz !