Birleşmiş Milletler 24 Ekim 1945 de resmen kurulmuştur.

Her şeyden önce 24 Ekim 1947 yılında ise BM, resmen tüm dünyaya Birleşmiş Milletlerin amaçlarını ve başarılarını dünya halklarına duyurmaya ve onların desteğini almaya adanacağını duyurmuştur.

Birleşmiş Milletlerin Kuruluşu
Birleşmiş Milletlerin Kuruluşu

1971 yılında ise Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda, Birleşmiş Milletler Günü’nün uluslararası bir bayram veya uluslararası bir tatil olacağını ilan eden başka bir kararı açıklamıştır.

Ama ABD,1948’den bu yana her yıl Birleşmiş Milletler Günü için bir bildiri yayınlamaktadır.

Ayrıca 1951 yılında ABD de düzenlenen Birleşmiş Milletler Günü için Birleşmiş Milletler Posta İdaresi, New York’ta bulunan BM genel merkezinde ilk posta pullarını yayınladı.

Fakat BM Dünya kalkınma günü 1972 den itibaren 24 Ekim’de kutlanmaya başlanmıştır.

Ama insanlık, Dünyadaki çevresel olumsuz değişimleri görerek sessiz kalmamak için ve bu konuda dünya ülkeleri ile ortak çaba sarf etmek amacı ile 2030 dünya sürdürülebilirlik kalkınma hareketini başlattı.

Ayrıca bu günü de 24 Ekim’de kutlamaya başladı.

Mesela BM Çevre Programı (UNEP); gelişmekte olan ülkelere çevre politikaları konusunda yardımcı olan ve çevreye duyarlı kalkınma yöntemleri öneren BM kuruluşudur.

Birleşmiş Milletler Çevre Programı
Birleşmiş Milletler Çevre Programı

12 Haziran 1972 de İnsan Çevresi üzerine Birleşmiş Milletler Konferansı sonrasında kurulmuştur.

Sonuçta merkezi Nairobi, Kenya’dadır ve birçok ülke ofisi bulunmaktadır.

Birleşmiş Milletler Anlaşmaları ve Çevre

Ancak küresel iklim değişikliğinin temel nedenleri; nüfus artışı ve buna bağlı fosil yakıt tüketimi, toprak kullanımı, uluslararası ticaret ve ulaşım gibi diğer insan aktivitelerindeki artış ile sanayinin gelişmesidir.

İklim değişikliğinin asıl nedeni küresel ısınmadır. https://tr.wikipedia.org/wiki/K%C3%BCresel_%C4%B1s%C4%B1nma

Ama bunun sebebi ise atmosferdeki sera gazlarının artmasıdır.

Ayrıca sera gazı Emisyonunun insan faaliyetleri ile arttığı bilinmektedir.

Sonuç olarak Amerika kıtasında yaşayan yerli halk Kızılderililer doğaya saygılı yaşayan ve olası iklim değişikliği ve çevre felaketlerine duyarlı olan kişilerdi.

Son Şefleri olan Şef Seattle ABD başkanına hitaben Beyaz Saray’a bir mektup yazar. https://tr.wikisource.org/wiki/%C5%9Eef_Seattle%27%C4%B1n_Mektubu

Birleşmiş Milletler Paris Anlaşması  ve Kızılderili Şefi Seattle'ın Sözleri
Birleşmiş Milletler Paris Anlaşması ve Kızılderili Şefi Seattle’ın Sözleri

Bu mektupta yazdıkları bugünleri anlatıyor gibidir ve bizim dikkatimizi çekmek istemiştir.

Okumanızı öneririm.

Kızılderili Şefi Seattle’ın Sözleri

Karbondioksit en önemli sera gazı olup; araç egzozlarından, ısınma amaçlı yakılan yakıtlardan, fabrika bacalarından atmosfere bırakılmaktadır.

Dünya genelindeki Emisyonların yaklaşık yüzde 45’i kömür kullanımı sonucunda ortaya çıkarken, yüzde 35’i petrol ve yüzde 20’si de doğal gazdan kaynaklanmaktadır.

2000 li yıların başından beri, atmosferin ısınması ve karbondioksit birikmesi, kutuplarda ve Alpler’ de buzulların erimesi, büyük bir hızla artmıştır.

Okyanusun derinlikleri ısınmakta, atmosferin alt katmanlarının ısınması ozon tabakasının kendini yenilemesini geciktirmektedir.

Grönland’ da buzulların delinerek yapılan incelemede iklimin büyük bir hızla değişebileceğini göstermiştir.

İklim değişikliğinin dünyada biyolojik değişikliklere yol açtığı bilinmektedir.

Konu ile ilgili Sürdürülebilirlik ve Sorumluluklarımız ve Son Kuraklık Uyarısı yazılarımızı da okumanızı öneririz.

Küresel Isınma ve Sonuçları

2007 yılı BM Küresel iklim raporuna göre;

Küresel sıcaklığın +2 °C artması durumunda,

Su sıkıntısı başlayacak

Kuzey Amerika’da kum fırtınaları tarımı yok edecek.

Deniz seviyeleri yükselecek.

Peru’da 10 milyon kişi su sıkıntısı çekecek.

Mercan kayalıkları yok olacak.

Gezegendeki canlı türlerinin yüzde 30’u yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacak.

Küresel sıcaklığın + 5 °C artması durumunda;

Denizler 5 m yükselecek

Deniz seviyesi ortalaması 70 metre olacak.

Dünya’nın yiyecek stokları tükenecek.

Küresel sıcaklığın + 6 °C artması durumunda;

Göçler başlayacak

Yüz milyonlarca insan uygun iklim koşullarında yaşamak umuduyla göç yollarına düşecek.

Küresel Isınmanın Olumsuz etkileri ise;
  • Buzulların erimesi
  • Yağmur miktarındaki sağanak şeklinde yağışlarda artış
  • Denizlerin su düzeyinde yükselme
  • Fırtına ve sel hasarlarının artması
  • Tundraların erimesi
  • Buharlaşma miktarında artış
  • Kuraklık ve çölleşme.

Çevresel Değişim

Büyük ve yaygın etkileri olmaktadır.

 Bunların içinde bazıları;

Deniz suyundaki asit seviyesini arttırıyor ve seviyesini yükseltiyor,

Kutuptaki buz, buzulları ve tundraları eritiyor;

Hava koşullarını alışılmışın dışında bir hale getirir, mesela yağmur miktarındaki sağanak şeklinde yağışlarda artışlar ve fırtına ve sel hasarlarının artmasına kuraklık ve çölleşmeye neden olur.

Belli bir noktadan sonra karbondioksit miktarı düşürülse bile kutuplardaki zarar onarılamayabilir ki bu durumun ne zaman gerçekleşeceği bilinmiyor.

Çevre ve Sağlık

İklim değişikliğinin sağlığımıza etkileri doğrudan ya da dolaylı olarak ortaya çıkmaktadır.

İklim değişikliği insan yaşamı için giderek artan bir tehdit haline gelmiştir. Küresel iklim değişikliğine bağlı olarak ortaya çıkan çok çeşitli sağlık sorunları ile gün geçtikçe daha sık karşılaşılmaya başlanmıştır.

Artan sıcaklık polen mevsiminin uzamasına ve astım gibi alerjik hastalıkların artmasına da neden olmaktadır.

İklim değişikliğine bağlı olarak ortaya çıkan sağlık Sorunları geniş alanda hissedilecektir ve

çok sayıda kişiyi etkileyecektir,

Geniş bir zaman diliminde ortaya çıkacaktır,

İklim değişikliğinin gözle görünen zararları arasında, 2003 yılında Avrupa’da on binlerce insanı öldüren, orman yangınlarını sayabiliriz.

Ekinlerin kurumasına sebep olan, Alp dağlarındaki buzul tabakasının %10’unu eriten sıcak hava dalgası ile ısınan Meksika Körfezi’nden kuvvet alıp kıyı yerleşimlerini yerle bir eden Katrina kasırgası (2005’te) sayılabilir.

Birleşmiş Milletler ve Çevre
Birleşmiş Milletler ve Çevre
İklim Problemlerinde Artış

İklim değişiklikleri sonucunda; Son yirmi yılda ABD’de, iklime dayalı faktörlerin de etkisiyle astım vakaları dört katına çıkmıştır.

Karayip adalarında yaşayanların solunum yolu rahatsızlıkları artmıştır.

Yükselen karbondioksit düzeyi ve atmosferik ısınma bitki polenlerinde ve toprak mantarlarında artışa neden olmakta ve oluşan partiküller şeklinde akciğer alveollerinin içine girmekte, bağışıklık sistemini de etkilemektedir.

Son otuz yılda biyolojik çeşitlilikte meydana gelen değişikliklerle, zararlı ve patojenleri

kontrol altında tutan, avcı ve av hayvanları dengesinin değişime uğradığını saptamaktadır.

Çevresel Faktörler ve Biyolojik Çeşitlilik
Çevresel Faktörler ve Biyolojik Çeşitlilik

Isınmayla birlikte mikropların yayılma alanı da genişlemektedir.

Örneğin, İsveç’te kışların daha ılıman geçmeye başlamasıyla hastalık taşıyan kenelerin

kuzeye doğru yayıldığı, ABD ve Kanada’da da benzer bir değişikliğin olabileceği saptanmıştır.

Birçok hastalığın taşıyıcısı olan sivrisineklerin üremesi ısı artışlarına karşı çok hassastır.

ABD’nin güneybatısında avcı hayvan nüfusunu azaltan, altı yıl süren kuraklıktan sonra

1993 yılında erken gelen şiddetli yağmurlar kemirgenlerin besini olan bol miktarda çam ağacı meyvesi ve çekirge ortaya çıkarmıştır.

Sonuçta artış gösteren beyaz ayaklı fare popülasyonu Amerika kıtasında hantavirüse bağlı hantapülmoner sendromda artışa neden olmuştur.

Mercan kayalıklarının yine “beyazlanması” ise hem burada barınan balıkların, hem de çeşitli ilaçlara ham madde oluşturabilecek türlerin yok olması dolayısıyla insan sağlığını tehdit etmektedir.

İklim Değişikliği ve Çevresel Faktörleri Azaltmak
İklim Değişikliği Ve Çevre
İklim Değişikliği Ve Çevre

Paris İklim Anlaşması hedeflerine ulaşabilmek için yeryüzündeki her bireyin,

bir tondan daha az karbondioksit salınımına neden olması gerekiyor.

2015 yılında yapılan taraflar Toplantısı’nda 180 ülke Kyoto protokolü sonrası yürürlüğe

girecek olan Paris anlaşmasını imzalamıştır.

İklim değişikliğinin olumsuzluklarını azaltmak için bireysel olarak şunlar yapılmalıdır.

Daha az uçak kullanıp daha fazla tren ve hybrit veya elektrikli araç kullanılmalıdır.

Araçlarda benzin yerine diesel tercih edilmelidir.

Mesela bireysel araçlar yerine toplu taşıma, şehirlerarası otobüs tercih edilmelidir.

Ayrıca bisiklet ve benzeri araçlar şehir içerisinde yaygınlaştırılmalıdır.

Et tüketimini azaltın.

Ayrıca çiftlik balığı tüketmeyin.

Kesinlikle kömür yakmayın.

Ama iş için seyahat yerine video konferansı tercih edin.

Sonuç olarak güneş enerjili sistemleri tercih edin.

Mesela sıcak su tüketiminizi azaltın.

Ayrıca gıda atıklarınızı mümkün olduğunca azaltın ve bu konu üzerine ciddi düşünün.

Ama çevrenizde yaşayanları bilinçlendirin, düşünmeye davet edin. Su.

Standart ampul yerine led kullanın.

Yıkanan eşyalarınızı kurutma makinesi yerine asarak kurutun.

Evinizin izolasyonuna önem verin ve ısınmasını minimum düzeyde yapmaya çalışın.

Kyoto Protokolü
Kyoto Protokolü

Termik santraların kullanımı azaltılmalı hatta kaldırılmalıdır.

Ayrıca bu konuda Su, Çevre ve Kuraklık, İklim Krizi , Sürdürülebilirlik ve Sorumluluklarımız , Son Kuraklık Uyarısı yazılarımızı da okumanızı öneririz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Close
KIRKINDAN SONRA © Copyright 2020. All rights reserved.
Close
× Bize yazabilirsiniz !